Thursday, April 17, 2008

GO MİLANGOOOO!!!

İnanılmaz bi geceydiii...süpperdiii...danslı gece....önce iptal olan dans dersimizin yerine bi önceki dersde sözleşdiğimiz gibi kurs kafadaşımla salonda buluştuk...mütiş müzik arşivimiz, kameralarımızla full teçhizattık...sonra her zaman tekrar ettiğimiz figürleri marke yaparak hatırlamaya çalıştık önce...başlangıçlar güzeldi ama sonunu getiremiyoduk bi türlü...ikimiz de aynı yerlerde tıkanıp kalıyoduk...ya da iki farklı hikayeyi birleştirip mix yapıoduk ve sonunda da kikirdiyoduk:) zamanın sonlarına doğru biraz toparladık...bi kaç görüntü aldık...ben bi kalas gibi dansettiğimi...hatta buna dansetmek bile denemez, bi takım anlamsız ve geridenn takip eden hareketler debindiğime bi kez daha tanık oldum....janjan haklıymış...pliye yok, duruş yok...tamamen sallapati takılmışım:P neyse ...hataları görmek ii geldi bünyeye....tekrarlamamaya çalışıciim ve bunu da aynı hareketleri daha çok tekrarlayarak yapiciim tebii ki...
gelelim gecenin ikinci anlam ve önemine...buraya kadar bildiimiz şeylerdi...ama bundan sonra bambaşka bi dünya açılıverdi....arkadaşımın götürdüğü mekana geldiğimizde büyülendim...tam bir tarihi taxim binası...eski italyan konsolosluğuymuş mekan....yüksek tavanlar...duvar süsleri...kocaman bi avize tepede...kenarlarda bi kaç masa ve sandalye ...ve çiftler dans edio...sessizce süzülüolar salonun içinde ve mükemmel bi müzik sesi...kendimi kaybettim...gerçek olamayacak kadar güzeldi gördüğüm bu manzara...bi film karesinden fırlamış gibiydi...taximin sürpriz mekanlarından biri daha...dışardan asla sezemessin böle bi görüntünün var olabileceğini...şaşkınlıkla bi kenara oturdum...en başında ayakkabılarımı bile değiştirmemekde kararlıydım...herkes çok güzel dansediodu ve ben bilmiodum bu türü...sonra arkadaşımın ısrarıyla değiştirdim ayakkabılarımı..sanki bu bi işaret gibiydi...hazır olduğumun işareti.... hayli yaşlıca bi amca yanıma gelip beni dansa kaldırınca hernekadar bilmiorum desem de banunun da ısrarıyla kabul edip dansa pistinde buluverdim kendimi....önce biraz utangaç...yürümeye başladık...sonra dans geldi ve ben kendimi dansederken buluverdim birden...nasıl oldu anlamadan...süperdi...çok temel ve küçük iki şey söledi...olay bitti...sonra bi başkasıyla dans ettik...bu hem yaşlı hem de kocaman göbekliydi....ama bu da çok eğlenceliydi..ondan da iki figür öğrendim...herkes çok yetenekli olduğumu söledi ve kimse ilk kez dansettiğime inanmadı:) ben de gazı aldıkca daha çok bıraktım kendimi...akışa....çok eğlendim....süzüldüm...eski tutkum yeniden ateşlenndi...artık hayatımda yeni ve heyecan verici bi tutkum daha var...derhal bi partner ve kurs arayışına girişilmeli ve bunun için de para-zaman ve enerji ayrılmalı hayattan....
bana bu mekanı kazandıran banu arkadaşıma tekrar teşekkürlerimi sunuyorum...

Tuesday, April 15, 2008

UÇMAYI SEVENLER TOPLULUĞU

Bu aralar halet-i ruhiyetim yine çok tuhaf bi seyir gösteriyor...belki baharın gelmesiyle birlikte havada yaşanan dengesizlikler ve gün içinde oluşan farklar benim bünyeye etki etti ve de yaramadı...bi an süper hissediyorum bi an tam down...birden bire...aniden...geçen cuma çok karmaşık bi gün yaşadım mesela...oldukca hareketli ve cesurca yine...planım bambaşkayken birdenbire çok başka bi hal aldı...sonra sorguladım kendimi her zaman yaptığım gibi ...pişman mıyım...hayır! yine olsa yine aynı kararı mı verirdim....evet! bu seçimim sonucunda üzüldüm ve sıkıntı yaşadım mı...evet! erken bi hareket miydi...evet! tekrar aynı soru...piman mıyım...HAYIR! sanırım ben böyleyim...bunu anladım...son zerresine kadar içimden geldiğim gibii davranıyorum son bi kaç yıldır...canım konuşmak mı istiyor...konuşuyorum...susmak mı istiyor ...susuyorum....koşmak mı istgiyor ...koşuyorum....durmak mı istiyor ...duruyırum...hızlı ya da yavaş ...herşeyin nasıl olması gerektiğine ben karar veriyorum ve tamamiyle komuta bende....joysticki ellerimde tutuyorum...iyi mi kötü mü bu durum bunu aradan geçen yıllar göstericek...ama kararlarım beni ben yapan şeyler...pe-lean i inşa ediyorum her gün...
bugün işyerinde sakin bir gün geçirdim...geçen haftanın çoğunda eğitimde olmam sebebiyle bir sürü kredi teklifi birikmişdi ve onlara yöneldim. bütün gün lunaparklardaki balyozla kafalarına vurdukca başka bir delikden çıkıveren yılanlar gibi önüme gelen işleri tüketmeye çabaladım...ortaya karışık takıldım...biraz ondan biraz bundan...hatta arada nefes alamadığımı hissedip çantamda acil durumlar için gezdirdiğim sigara paketini alıp aşağıya inip bi mola verdim kendime....hala elime yakışmıyor...hala çok komik gözüküyorum içerken...tüten bi baca gibiyim...ama bazen ağzımın içinde o tadı hissetmek isteyebiliyorum nadiren....sonrasında akşam oldu ve kendimi dansa attım...taxime geldim...meydandaki büfeden soğuk sandviçimi yedim ve de limonata...soğuk günlerdeki gibi tramwayla bi an önce amaç noktasına gitmek istemeyip bütün gün bitki gibi oturmanın verdii durağanlığı da üzerimden atma k ve bahar havasını hissetmek için hafif nisan rüzgarıyla birlikte taximin iğranç insanları arasında gezinmeye başladım...sonra bi süredir yapmak istediğim şeyi yaptım: galatasaray liselinin yanındaki sokakda sadece çizgi romanlar satan çok şirin bi tükkan keşfetmiştim geçenlerde gezinirken...ve büyülenmiştim adeta...çizgi romanın her türlüsünden ve artı olarak çeşitli animasyon kitapları, dergiler...kendimi kaybettim....oradan biri benim beğenim diğeri de tavsiye üzerine iki çizgi roman ve bi dergi aldım...ve bi de hayatımından küçük kesitleri not etmek ve planlarımı düzenlemek için minik bi ajanda...eskiden yaptığım gibi...bakalım zaman ayırabilecek miyim...ama denicem...çoooook mutlu oldum...eskiden çok sık yapardım....kendimi şımartmak...kendi kendime hediye almak....sabırsızlanıyorum okumaya başlamak için...heyecan verici...dans genel itibariyle kötü geçti...o kadar yorgundum ki ayaklarım mı beni götürdü oraya kadar yoksa ben mi ayaklarımı sürükledim hatırlamıyorum...bütün ders boyunca esneyerek hareket ettim...ve de kafkanın dönüşümündeki gregorun debelenmelerine benziyordu dans çabam....janjan bütün phrase leri ve hızlı gitti...ama yine de ben bi silkelendim ve kendime geldim...sonra da dansdan arkadaşımla köşe başındaki italyan dondurmacısından külahlarımızı alıp laflayarak taxime kadar yürüdük...ve ben eve gelmeyi başarabildim bi kez daha....
ve şimdi bu satırları yazıyorum...gözlerimi açık tutmaya çabalayarak...
bir kez daha kalbim kırıldı....ve ben en çok da kendimi suçluyorum bunun için...
bu arada zamandaki tesadüflerden biri daha...geçen haftasonu ottoda eğlendim...bu öğlen okkoda yemek yedim...veee akşam aldığım çizgi romanlardan birinden okko diye bi manga hikaye çıktıııı...gerçekten de hepimiz enerjiyiz ve farkında olmadan birilerini ya dabişileri hayatımıza çağırıoruz aslında...tanımlayamadığımız ve tanımadığımız tanrı da bizimle oyun oynayıp eğleniyor her gün....ve pilimin bittiği nokta.....iyi geceler dünya...