Thursday, September 24, 2009

YAZ BİTTİ....

ewwet sayın seyirciler...bir yazın daha sonuna, bir yazının daha başına geldik....
şimdi sıra, sıradaki yazı beklemeye başlamakda....bi insan bünyesi bu kadar mı sulak yerlere yakın durmak ve güneş ışınlarını bu kadar mı içine işlemesine izin vermek ister...nasıl bi metabolizma benimkisi...sarıya hasret, maviye beyaza pembeye tutkulu....içi kıpır kıpır...
tatilciklerin kısa bi özetini yapıcak olursak şunlara değinebiliriz:
ilk start noktamız izmir oldu...dillere destan smyrna...uzun zamandır gidememişdim...uzun zamandır göremediklerimi gördüm geldim...hasret giderdik...eskilerden, annelerden, anneannelerden konuşuldu...çocukluğumuza inildi....hem çok değişmişdik hem de hiç değişmemişdik aslında...insanın çocukluk dönemlerini kısa kesitlerle de olsa paylaştığı insanlarla olan diyaloğu bi başka oluyor....yalnızca senin ve onun bildiği gizli sırlardan ibaret tüm o oyunlar, tüm gördüğün renkler, dokular, etrafındaki konuşmalar....bi başkasına anlatmaya kalksan anlatamazsın...sadece o bilir, o anlar seni....kısa bi izmir turununun içine bi de günübirlik çeşme sığdırdık...resmen ziplenmiş bi gün yaşattık kendimize...piny minyciğimin rehberliğinde az zamanda çok ve büyük yerler görme çabamız başarıyla sonuçlandı...ılıca plajının cam göbeği ve ılık mavisinde yüzüldü, babylonda latin dansa bırakıldı ruh, palmiyeler uçuşurken....akşam da sokakları arasında dolaşıldı....hızlı hızlı koşturuldu ordan oraya....
yolculuğun ikinci kısmında canınım içisi nilşocuğumun yazlıklarına gidildi...tam bi aile saadeti yaşandı....şen kahkahalı anne ve tonton baba ve zarif abla birlikteliğinden doğan tam bi aile saadetinden bahsediyorum....arayıp da bulamadığım, en çok özlediğim...bööle...sıcacık işte...içim ısındı....nar tanem nilşocuumla gizli kayamıza akşam yürüyüşleri yapıp güneşi batırdık sakince...geceleri kumsala inip yerküreye yakın duuran yıldızlara bakakaldığımız, telefonumuzdan gelen müzik eşliğinde geçmiş-gelecek-şimdi konuştuğumuz anları da koyduk cebimize yürüyoruz....
sonrasında işe döndüm...bi miktar çalışdıktan sonra kafesimde güzel bi tesadüfler zinciriyle yine bi tatilcik oluşuverdi...mekan aynı...nilşoların yazlık....haftasonuna eklenen bi gün izinle küçük bi kaçışşş....hava ayrı bi güzel deniz ayrı bi dinginleşmiş, turkuazlaşmış...son güne de bi şirince ekledik ... ramazan günleri içinde olduğumuz şu günlerde bile o meyve şaraplarından yudumlamadan geçemedik...minik tadımlıklar...rengarenk...kavun, çilek, böğürtlen, ahududu....hepsi ayrı bi koku hepsi ayrı bi tat...koyduk sepete ve yola devam....ne şirin bi yermiş bu şirince...tepelere sıralanmış karizmatik, kendine özgü evler...mutlu insanların yaşadığı bi köycük...köylü kadınlardan alışveriş yapmayı da ihmal etmedik...köy tarhanası, köy kekiği, bitki çayı, papatya çelengi, kötülükleri kovucu dualı otlar...gönülleri kırılmasın, yüzleri gülümsesin diye hepsinde duraladık....tepeye vardığımızda kiliseye ulaşdık...ama durumu içler acısıydı....gezdiğim başka ülkelerde bu halde bi cami görsem heralde oturur ağlardım...mümkün olan her türlü tahribat verilmiş yapıya...çok yazık....
sonra biraz daha çalışmaca....ve bi minik tatil daha....
bu keeezzz....rota: BODRUM BODRUM....
3. yıl, aynı mekan...yahşi bölgesi...ne anılarım geçti ne günlerim yaşandı bu yollarda...3 yıl önce neler düşünüodum, şimdi neler geçio aklımdan...zaman akmış geçmiş...her şey değişmiş....ben değişmiş....ama yahşi aynı kalmış...yahşinin insanları da aynı kalmış....deniz aynı dinginlikde...taşlar yerlerinde...madam aynı kalmış...lighthouse aynı kalmış...camel aynı...ayak izlerim sanki hiç silinmemiş buralardan...ben hep yürümüşüm....burası aynı yerinde saymış....ama insanın akıp giden hayatında sabit kalmayı başarabilen bişileri olmalı bence....dönüp geldiğinde aynı yerinde bulabilmelisin bişileri....
bu kez mışılımlayım.....12 yıllık kadim dostumla ilk kez tatil yapma heyecanını yaşıyoruz birlikte...ve sonunda diyebilirim ki: çokkk güzeldi....yapılması gereken ne varsa hepsini yaptık....çok komik geçen ve yıllar geçse de unutmicamız uçak yolculupumuz -yolculuk sırasında bize eşlik eden yanımızdaki tuhaf kişi- gündüz kumsal, akşamları laflamaca...casitada bodrum kalesi manzarasında yediğimiz mamalarrrr....tekne turunda dalışlar yaptığımız mavi koylar....alışveriş....dalyancı tabii ki ziyaret edildi ve bütün kışı çekilir kılmaya yarayacak fincan ve tabaklar alındı, üzeri yelkenli balıklı....son gecemizde denize sadece 3 adım mesafeye kurulu rakı-balık soframızzz....akabinde bodrum....KÖRFEZ'de tepinmece....oldies but goldies parçalarına eşlik etmece....eve dönüş...şezlongda geceyi batırıp güneşi doğurmaca....o esnada ortaya çıkan "kumulonimbus " bulutlarının oluşturduğu dehşetengiz manzara...ömrü hayatımda bir daha böyle bir mucizeye tanık olacağımı sanmıyorum....film karesinden farksızdı...
bu tatil tam yerinde ve tam zamanında geldi...ilaç etkisi yarattı bünyede....hiç bişi düşünülmedi...sadece savrunuldu ve tadı çıkarıldı....hayat işte bu kadar güzeldi....:)

No comments: