Friday, March 12, 2010

kavgacı olmak ya da olmamak,işte bütün mesele bu...

şimdi...konu çoook derin...
ben bööle bi tez geliştirdim kendi kendime ve biraz da beni sefen sefkili dostcağızlarımın da yardımıyla...
benim hayattaki, hayatın her alanındaki elde edemeyişlerimin sebebini kavgasızlığıma bağladım...bu bi gerçek...benim şimdiye kadar belki canım sıkıldıysa bişilere bıdı bıdı söylendiğim -kendi kendime- görülmüştür de kimselere ne bir bi fiske vurduğum ne de bi volüm fazla ses yükselttiğim görülmemiştir...hatta ses yükseltmek şöyle dursun bi çoklarına derdimi, maruzatımı, düşüncemi bile aktaramamışımdır....hep içimde tutmuşumdur, hep içimde tutmuşumdur....o kadar tutmuşumdur ki içimde içim şişip şişip patlamaya çok yaklaşmış balon kıvamına gelmiştir....balon patlarsa çok büyük ses çıkacaktır çünkü yılların birikimiyle şişmişdir...işte benim bütün çabalayıp çabalayıp tüm çabalarımın, koşmalarımın havaya karışan gaz moleküllerine dönüşmesinin sebebi budur....
bi süredir ofis üzerine düşünmekdeyim....son zamanda uğradığım büyük haksızlık üzerine deriiin deriiin düşünmekdeyim...türk'üm, doğru'yum, çalışkan'ım....bana bu formülasyonun işe yarayacağı kazınıp durmuşdu genç dimağma küçük yaşlardan bu yana...böyle olursam iyi şeyler olucaktı hayatımda...amaaa işin aslı hiiç öyle değilmiş...işin kötüsü artık umudumu kaybetmeye de başladım....dışarılarda bi yerlerde gerçekten insani bi yerler var mıdır...huzurlu bi yer var mıdır...benim gibi düşünen insanların çoğunlukda olduğu bi yerler var mıdır, artık inanmıyorum...ofis içinde "Hayır" repliğini biraz daha sıkca ve de yerli yerinde kullanabilseydim bu kadar ırzıma geçilmeyecekti....yaşamicaktım bu kabusu ben....profesyonellik demek en çok işi yapmak demek diilmiş...en çok işi yaptırmak ve kaktırmakmış meğer...buymuş başarıya giden yolun sırrı...bilmeme rağmen uygulamakda sorun yaşıyorum....
sevgililerle de hiç kavga etmedim ben...kalıcaz dediler kaldılar, gel dediler gittim, gidiyoruz dediler gittiler...genelinin gitmek için geçerli sebepleri vardı...her zaman vardır...gitmeyin derken en cılız çıktı sesim...duyulmadım....gittiler belki ama içlerinde sevilerek kaldım, biliyorum...belki deseydim onlara canımın sıkıntılarını, farklı olurdu...ama hep gülümsedim...onlar da hep mutluyum sandılar....kavga edersem gidiverirler sandım, gitmesinler diye gülümsedim hep...gülümseyişime kimse aldırış etmedi ve gittiler....
aileme karşı da dile gelemedim hiç...karşılarında durup, ben bunları istiyorum diyemedim...bilemedim istemesini....oysa formül gayet açıkdı: iste ve sahip ol....bu kadar basite indirgenmişdi her şe, bu kadar netdi...beni kapının önüne koymasınlar diye susmaya devam ettim...görmelerini ve anlamalarını bekledim ne kadar çok yorulduğumu....ama izleyicim yoktu hiç..kimse farkında diildi...uzaklardaydı herkes...ve herkes kendi payının peşindeydi, buralarda da yoktu adalet...bitmek bilmeyen kararsızlıklar ve beklemeler yüzünden kaybettim her şeyi....
kavgacı olmak insanın kendi ortaya koyması demek...sınırlarını belirlemesi ve çitlerinden içeri sızmaya çalışan hırsız ve otlakçılara karşı tüfeğini doğrultması demek...kendini gerçekleştirebilmesi demek...eksiltilmeye izin vermeyip kendini çoğaltması demek...
belli bi yaşdan sonra kavgacı olunabilir mi?bi kursu var mıdır bunun, öğrenilebilir mi?
hiyayyyyt diye çığlık atmak istiyorum huleyn dünyaya karşı...:P

No comments: